6 Ağustos 2014 Çarşamba

TÜRKİYE’DE VE DÜNYA’DA PERAKENDECİLİK


Perakendeciliğin tarihine kısa bir bakış.

Perakendeciliğin Dünya ve Türkiye ölçeğindeki gelişiminde kısa bir ufuk turu yapalım. Dünya tarihine dönüp baktığımızda ticaret ve perakendecilik değişik format ve ortamlarda hep olagelmiştir. Perakendecilik birtakım değişiklikler içerse de özü hep aynı kalarak gelişimine devam edecektir.
Perakendeciliğin ve alışveriş merkezlerinin başlangıç tarihi olarak gerek yaptığım araştırmalar, gerekse perakendecilik gurusu ve uzmanların da ittifak ettikleri, dünyada modern anlamda ilk alışveriş merkezi ( SARAY’I ) KAPALI ÇARŞI’dır. 1461 yılında FATİH SULTAN MEHMET tarafından yaklaşık 31 hektar alan üzerine kurulu olarak, her türlü değişik ihtiyaç maddelerinin günümüz anlamındaki butik tarzındaki yüzlerce hatta binlerce dükkanda satışa sunulduğu bu muhteşem eser kişilik ve kimliğini yitirse de günümüze kadar da ayakta kalabilmeyi başarmıştır. Yine aynı yıl açılan, bütün dünyadan değişik amaçlarla gelen araştırmacı ve entellektüelin ilgi gösterdiği bir mekan olan SAHAFLAR ÇARŞISI günümüzdeki Fransa’daki FNAC vb. gibi mağazaların ilk örnekleridir. Yine 1660 yılında açılan MISIR ÇARŞISI da ihtisas mağazacılığının ilk örnekleri olarak kabul edilebilir.
Modern anlamda perakendeciliğin başlangıcına baktığımızda 40, 50 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu görmekteyiz. Global bir bakış açısı ile değerlendirdiğimizde ise perakendeci zincirlerin başlangıcını 1950’li 60’lı yıllar olarak kabul edebiliriz.
Dünyanın en büyük perakendecisi WALL MART’IN başlangıcı 50li, 60lı yıllarda, yine Promedes gurubu ile birleştikten sonra Avrupa’nın en büyüğü konumuna gelen CARREFOUR da ilk mağazasını 1963 yılında açmışlardır. Yine onların kurulmaya başladığı tarihlerde yani 60lı 70li yıllarda KAPALI ÇARŞI da İstanbul’un geçirdiği büyük ekonomik değişim ve sosyal sarsıntılardan kendi payını alarak batı çarşılarının zevksiz ve kalitesiz kopyaları ile donatılır. Orijinal mimari gider yerini kimliksiz ve kişiliksiz bir görünüme terk eder.
Perakendecilikte 90’lı yılların başları ise perakendecilerin gerçek manada yıldızının parladığı yıllar olmuştur. Ülkemizde de uluslar arası şirketlerin pazara girişleri ile ciddi bir ivme ve hız kazanmıştır. Metro, Carrefour gibi yabancı şirketler, pazara dinamizm ve yeni bir yorum deneyimleri ile de, adeta yerli firmalara da rekabet edebilmeleri için kendilerine çeki düzen vermeleri gerektiğini hatırlatıyordu.
Ülkemize baktığımızda da perakendecilik 1955–56 yıllarında devlet desteği ve eliyle GİMA VE MİGROS’ la başladığını 1973 yılında <Büyük Mağazaların Teşviki Kanun Tasarısı > ile canlandırılmak istendiğini ve yine o yıllarda özellikle esnaf ve bakkallar odası gibi kuruluşların direnci ile konunun doğal akışına bırakıldığı gözlenmektedir.
Değişen ve gelişen süreç içerisinde pazarda perakendeciler lehine işleyen süreç, geleneksel tercihlerde de değişiklikler yaratmış bu durum da perakendecilerin lehine bir gelişme olmuştur. Perakendeciler karşısında bakkalların içinde bulunduğu durum tüm dünyada benzeri şekilde cereyan etmiştir. Bu süreç belli bir süre sonra da zincirlerin aynı Avrupa ve Amerika’da olduğu gibi kendi aralarında Pazar payını artırabilmek için birbirleri ile evlendikleri, hatta satın almaların yaşandığı bir süreç olarak devam edecektir. Fakat dünyanın hiçbir yerinde sayıca azalsa bile geleneksel perakendeciler hiçbir zaman yok olmamış ve olmayacaklardır. 1960’lı yılların başında Fransa’da 60 ile 80 arasında zincir faaliyet gösterirken bugün bu rakam bir elin parmakları kadar azdır. Yine İngiltere’de başka bir zinciri alarak büyüyen ASDA zincir mağazaları 1999 yılında Amerikan Wall Mart tarafından satın alınmıştır. Yine global pazarda rekabet edebilmek için Carrefour Continent’i satın almıştır. Bu firma büyümesini pazardaki rakiplerini bir bir satın alarak gerçekleştirmektedir.
Şu anda perakendecilikte dünyanın geldiği nokta, bu büyük pazarda bir elin parmakları kadar firmanın ayakta kalabileceği öngörüsü şeklindedir. Bu nedenle birçok büyük firma özellikle Amerikan devi Wall Mart ile rekabet edebilmek için alım stratejilerini birleştirmeyi düşünmektedir. Bu firma Avrupa da diğer zincirleri birer bir er satın alarak pazarda adeta tekelleşmeye doğru gitmektedir. Zaten dünyanın önde gelen ilk 10 perakendecisinin önemli kısmı Amerikan firmalarıdır.
Ülkemizdeki duruma gelince, özellikle perakendeciliğin meslek olarak görülmemesine, değişim ve gelişmelerin epeyce geriden takip edilmesine rağmen; Perakende sektörü ileriye dönük halâ çok ciddi bir pazar olarak karşımızda durmaktadır. Sağlıklı sonuç alınabilmesi açısından mağazacılığın da ülkemizde belli bir temele oturtulması gerekir. Perakendecilerin kârlılığının reel faaliyetlerden oluşması sağlanmalıdır. Kaldı ki ülkemizde birçok mağaza zinciri ciddi zararlar içerisindedir. Çünkü mağazacılığın giderleri de çok yüksek düzeydedir. Repo, faiz vb. nedenlerle ödemelerini geciktiren, üretici veya dağıtıcının parasını zamanında ödemeyenler hakkında müeyyide uygulanmalıdır. Destek ve teşvikler tüm müteşebbisler için adil olmalıdır. Yabancı sermayeli şirketlerin ülke yararına ne kadar katkı yaptığı ve ne kadar vergi verdiği ve kazancını yurt içinde mi değerlendirdiği gibi hususlar üzerinde durulmalıdır. Sırf yabancı sermaye diyerek verilen ya da verilecek ayrıcalıkların Türk perakendeciliğinin de sonunu getireceği üzerinde önemle durulması, Ülkemizin içinde bulunduğu ortamda yabancı şirketlerin pazara girmek için fırsat kolladığı ve kelepir fiyatlarla Türk şirketlerini elde etme düşüncesinin olduğu unutulmamalıdır.
Avrupa Birliği kriterlerine uyum çalışmalarının devam ettiği ve önümüzdeki 5–10 yıllık bir sürece rağmen Türkiye, yüksek potansiyeli ve geçmişinden bugüne taşıdığı yüksek değerle hala dünyanın cazibe merkezlerinden biri, hatta en önemlisidir.
Hiçbir kişi veya kurum değişim rüzgârlarının önünde duramaz, çok sert esen bu rüzgârlar esmeye başladı mı direnenleri de içine alır ve beraberinde götürür.
Unutulmamalıdır ki, değişim değişmeyen bir süreçtir ve önce direnmeye çalışanları değiştirerek işe başlar.

Sağlıcakla kalın..

                                                                                                  Necmettin Kuru

                                                                                    Pazarlama ve Yönetim Danışmanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder