Görev tanımları, kısaca hangi pozisyonun hangi eğitim ve iş
deneyimine sahip, ne türdeki bilgi / becerideki kişilerle doldurup, bu kişilere
hangi görevler için ne ölçüde yetki verileceğinin tanımlandığı dokümanlardır.
Görev tanımlarında: görüşülen kişi ve pozisyona ilişkin bilgiler,
temel görev ve sorumluluklar, yetkiler, bilgi, beceri ve yetenekler, performans
ölçütleri gibi temel bilgilerin yer alması önemlidir.
Yazılması, güncellenmesi sadece insan kaynakları bölümlerinin
değil, ilgili pozisyonun bağlı olduğu yöneticinin de görevleri arasındadır.
Görev tanımlarının yazılması firma ve personel açısından farklı avantajlar ortaya çıkarır. Görev tanımı belirli personel hareket sahasını, kendisinin neler yapması gerektiğini net olarak bilir. Sorumlulukları çerçevesinde hangi işleri ne tür yetkiler kullanarak yerine getirebileceğinden haberi vardır. Ayrıca çalışanın hangi işleri hangi prensiplerle yapması gerektiğini bilmesi, yüksek performans ölçütlerini, hedeflerini, başarılı olması için hangi kriter ve niteliklerin gerektiğini bilmesi açısından son derece faydalıdır.
Görev tanımlarının yazılması firma ve personel açısından farklı avantajlar ortaya çıkarır. Görev tanımı belirli personel hareket sahasını, kendisinin neler yapması gerektiğini net olarak bilir. Sorumlulukları çerçevesinde hangi işleri ne tür yetkiler kullanarak yerine getirebileceğinden haberi vardır. Ayrıca çalışanın hangi işleri hangi prensiplerle yapması gerektiğini bilmesi, yüksek performans ölçütlerini, hedeflerini, başarılı olması için hangi kriter ve niteliklerin gerektiğini bilmesi açısından son derece faydalıdır.
Yeni başlayan personele, kendisinden önce o pozisyonda yapılan çalışmalar hakkındaki bilgileri kapsayan ve yol gösterici olan görev tanımı iş görüşmesinin son aşaması olan “işe başlangıcın” öncesinde verilirse iki taraf için de gidilecek yol aydınlanmış demektir.
Görev tanımları belirli olan personelle Performans Değerlendirme (Yönetme) görüşmeleri yapmak daha kolaydır. Her iki taraftar genel beklentiler hakkında fikir sahibidir, değerlendirme kriterleri nettir.
Görev tanımı yazılmış pozisyonlar için işe alım yapmak da daha basittir. “Ne aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz der Cladue Bernard”. Görev tanımı önceden var olan bir pozisyon için personel arayan İK’cı ya da yönetici ne aradığını bilmektedir. Hangi işleri yapacak biri aranıyor, bu kişide aranan sektör deneyimi kaç senedir, ne tür fiziksel özelliklere sahip olmalıdır bu kişi sorularının cevabını doğru ve güncel bir görev tanımından bulmak çok kolaydır.
Görev tanımları, İşveren ile çalışanlar
arasındaki belirsizliklerin giderilmesini sağlar. İşlerin ortada kalmasının
yapılmamasının önüne geçer. Görev tanımları ile Yöneticilerin çalışanları
yönlendirmesi daha kolay hale gelir.
Detaylı ve doğru yazılmış görev tanımları bölümler arası iletişim sürecini de sağlıklı kılar. Her bölüm ve çalışanın görev ve sorumlulukları hakkında tam bilgiye sahip olduğunu düşündüğünüzde aklınıza ne güzel bir şirket geliyor değil mi?
İşe yeni başlayan personele imzalatılmış görev tanımı, daha sonradan istenmeyen düşük performansla karşılaşıldığında işveren için, tersi durumda da personel için yasal bir dayanak oluşturur.
Son olarak her sene görev tanımlarını güncelleyin. Her
açılan yeni pozisyon öncesi söz konusu görev tanımı yazın.
23/11/2016
Necmettin Kuru
Yönetim
ve Pazarlama Danışmanı
Bir IK'cı olarak yazınıza/yorumlarınıza sonuna kadar hak veriyorum.Lakin ülkemizdeki şirketlerin %95'ini aile şirketlerinin oluşturduğunu düşünürsek bu söyledikleriniz %95 tarafından uygulanmıyor. Ülkemizde yönetim mantığı veya aile şirketlerinin yönetim mantığı şudur: İşe alınan personele sorumluluk ver ama yetki verme. Örneğin: Kırılan camı tamir ettir yenisi taktır ama parasını ödeme, salla sallayabildiğin kadar.Şirkette müdürsün, her işin düzgün gitmesi için sorumluluk sende ama parasal konularda yetkili değilsin. İnisiyatif kullanmazsın.
YanıtlaSilOrta düzey yöneticilerin görev tanımları ve unvanlarında bence sıkıntı var. Müdür yerine sekreter (amiyane tabirle patronun ayakçısı) demek daha yerinde olur.
Bizim insanımızdaki en büyük problem güven eksikliği, hatta hiç olmayışıdır. Ben bu adama yetki verirsem beni soyar, çalar düşüncesi patronları çılgına çeviriyor. Uluslararası düzeyde iş yapan patronların da %95'i düzgün kafa yapısına sahip değiller. Bunu bir çok kez tecrübe ettiğimden söylüyorum. Bu patronlar herkesi kendileri gibi zannettikleri için olabilir mi ?
İş ahlakı denen olgu tedavülden kalkmış. İnsan sevgisi zaten yok. Emeğe saygı hiç aramayalım.
Vel hasılı kelam, sizin görüş ve çabalarınıza saygı duyuyorum. Ama sanki akıntının tersine kürek çekiyorsunuz.
Yorumlarını beklerim Necmettin Bey.
Saygılarımla
Bir işletmede olmasa olmazlarından biridir mutlaka olması gereken bir talimattır
YanıtlaSil