14 Eylül 2015 Pazartesi

BAŞARIYA GİDEN YOLLAR

BAŞARIYA GİDEN YOLLAR
Bir işletmede de başarıyı yakalamak için önce değişime inanmak ve değişime hazır olmak gereklidir. Başarıda bazen şansta insana yardım eder,  şans herkes için vardır, ama başarmak isteyenler kendi şanslarını kendileri yaratır.
Ticarette başarılı olmanın yolu 4 şeye hakim olmaktan geçmektedir.   
Bu 4 şey;   “İNSAN”, “PARA”, “MAL”, ve “BİLGİ” dir.
İNSAN : Sektörünün genel yapısına baktığımızda en temel problem insan kaynağı ve çalışandır; aynı zamanda en büyük gider kalemidir. Şirketinizin şu anki duruma dönüp baktığınızda, giderler içindeki payının ve personel sirkülâsyonunun çok yüksek olduğunu göreceksiniz. Şu anki sektör ortalaması genelde aylık %15 ve üzerindedir. Olması gereken ise, en azından aylık %5’in altına çekilmelidir. Bu nedenle atılması gereken adımlar içinde, iyi bir İnsan Kaynakları yönetimi, işe alım kriterlerini belirlemek, işe almadan iş ve görev tanımlarını netleştirmek, işe uygun personel almak, işe alım sürecinde, gelişmiş personel işe alma ve yerleştirme testlerinden ve yöntemlerinden istifade etmektir. Ayrıca kalifiye personelleri elinizden kaçırmamaktır. Çünkü işletmenin işe alacağı her yeni personelin o işletmeye dolaylı ve dolaysız maliyeti, inanın elindekini tutmasından kat kat daha pahalıdır ve yeni aldığınız çalışanın öncekinden daha iyi olacağının garantisi yoktur.
PARA : İşletmelerde para, işletmenin döngüsü için doğru yönetilmesi gereken bir unsurdur. Aile şirketlerinde genelde finansın başında, aile üyesi veya şirket ortaklarından birisi görev yapmaktadır. Şirketler, genellikle sermayelerinin kat kat fazlası cirolarla çalıştıkları için, özellikle nakit yönetimi işletmenin sağlıklı bir ticaret yapılabilmesi açısından çok önemlidir. Kasadaki para tedarikçi veya üreticilerindir, nakit açığına düşmemek için iyi bir finans yönetimi ve sürdürülebilir karlılık gereklidir. İşletmeler karlı bir ticaret yapıyor olsalar da, işletme yanlış finans yönetimi sonucunda ödeme açığına düşebilir, finans kriziyle sarsılabilir, iflas edebilir. Bu nedenle işletmeye yeterli donanıma, bilgi ve beceriye sahip, risk analizi yapabilen, ödeme dengesine dikkat edecek, iyi bir finans yöneticisi atanmalıdır. Sonra bu kişiler iyi bir denetim mekanizmasıyla denetlenmeli ve karşılaşılabilecek riskler minimum seviyeye çekilmelidir.
MAL :Para yönetimi kadar mal, ürün yönetimi de işletmenin sağlıklı ticaret yapabilmesi açısından çok önemlidir. Hızlı sirkülasyon, doğru stok yönetimi, fazla stokların eritilmesi, müşterilerin esas ihtiyaçları üzerine yoğunlaşmak, hızlı dönüşümlü ürünleri hedef almak, müşterileri satıcı şirketleri ve rakipleri dinleyerek uygun bir ürün yelpazesi oluşturmak, ürün yelpazesini korumak (bir ürün çıkar bir ürün girer), müşterilere kesintisiz ürün çeşitlerini sunmak, malları en iyi şartlarda satın almak, en iyi kaynaklardan dolaysız yolu tercih ederek mal satın almak, satın alma şartlarını iyileştirmek ve daha çok promosyon elde etmek için sık sık görüşmelerde bulunmak. Malların akışını hızlandırmak, satışların dönüşümüne uygun bir düzeyde stokları muhafaza etmek, ürünlere ayrılan yer satışların dönüşümüne uygun olmalıdır. Hacim (bütün stok) mağazadadır. Self servis sistemine öncelik vermek. Tazelik, promosyonlar ve sürüme önem vermek ve üzerinde durmak. Hakimiyet, ürün çeşidinin büyütülmesine bağlı olan ıskontonun kabul edilmemesi, şirketlere karşı kusursuz ve beklentilerde katı olmak, yeni ürün girişinin bedele bağlı olması. Satın almada elde edilen kârlar, fiyatları düşürmeye rekabet avantajı ve karlılığın yükseltilmesine yaramalıdır. Rekabette farklılaşabilmenin yolu, taze gıda dediğimiz manav, şarküteri, et ve unlu mamuller reyonlarının iyi yönetilmesinden geçmektedir. Bu bölümlerin satın alması güçlendirilmeli, profesyonel işini ve sektörü iyi bilen bir satın almacılar alınmalı, manavda, şarküteri, et ürünlerinde, depodan merkezi dağıtım ve sevkiyat yönetimine geçilmelidir. Marka ve ürün çeşitliliği yeterli seviyede olmalı, gözden geçirilmeli ve yeterli çalışma yapılmalıdır. Satın almada otomatik sipariş ve stok yönetimine geçilmelidir. Bunun için yine, gerekli raporlama ve program altyapısını kurabilecek, yönetebilecek iyi bir Bilgi İşlem Programı ve yöneticilerine ihtiyaç vardır.
BİLGİ :“Bilmediğini ve ölçemediğini yönetemezsin.” Son dönemde rekabetin yoğun ve şiddetli olması “hızlı balık, büyük balığı yutar” tezini doğrulamaktadır. Bilgiye doğru bir şekilde, hızlı ve zamanında ulaşmak ve bunu analitik bir şekilde değerlendirip işletmeye katma değer sağlayabilmek adına kullanabilecek yetenekli ve yeterli personel ve sistem altyapısı olmalıdır. Artık kitlesel pazarlama yeterli olmamakta bununla birlikte kişisel pazarlama daha öne çıkmaktadır, bunun içinde bilgiye ihtiyaç vardır. Ayrıca işletmenin ticari verilerinin ve sistem altyapısının büyüme potansiyeliyle doğru orantılı bir şekilde büyümesi ve yatırım yapılması gereklidir. Bu verilerin ve bilgi güvenliğinin sağlanması da ayrıca hayati derecede önemlidir.  Bilgi sistemleri pahalı bir o kadarda gerekli bir yatırım olduğu için bu yatırımların işletmeye külfet getirmemesi adına uzun vadeye yayılarak yapılması daha uygundur. İşletmelerin şu anki kullandıkları ticari ERP programlarının yeterli olup olmadığına, işletmenin bugünkü ve yakın gelecekteki ihtiyaçlarına cevap verip veremeyeceğine bakılmalıdır. Ayrıca veri güvenliği, hız, raporlama, işleyiş vb. açılarından yeterli olmasına dikkat edilmelidir. Eğer bunlar yoksa en kısa zamanda daha fazla vakit kaybetmeden sektörde servis ağı yaygın, pek çok firma tarafından kullanılan Ticari bir ERP programına geçiş yapılmalıdır. Kasa sistemleri de yine aynı şekilde, ileri vadede Ulusal seviyedeki firmaların kasa sistemlerine geçiş yapılmalıdır, çünkü artık bu firmaların maliyetleri şu anki kullandığınız kasalardan daha fazla değildir. Ayrıca en kısa sürede yine müşterilerini tanıyacak onların beklenti ve alışveriş alışkanlıklarını yönetebilecek bir “Müşteri Sadakat Kartı Programına” geçilmeli, bütün bunları ve Kart programını yönetebilecek seviyede bir bilgi işlem yöneticisi, uzmanları alınmalıdır.

“Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır”. Konfüçyüs